Sanat Eserlerine Bakınca Beynimizde Neler Oluyor?

@insanlikhalleripodcast ‘den Onedio.com ailesine özel makale! 

Yeni bir sanat eserine baktığımızda beynimizde neler oluyor, hiç merak ettiniz mi? 

Nörobilim dalında yapılan son araştırmalarda; 

sanatın beyin dalga modellerini, duyguları ve merkezi sinir sistemini tetikleyerek beyin fonksiyonlarını geliştirdiğine dair kanıtlar her geçen gün artıyor. 

Sanat aynı zamanda serotonin düzeylerini yükselterek insanlarda sağlıklı bir mutluluk ve tatmin hali yaratıyor. Bu faydalar sadece sanat yaparken değil, sanatı deneyimlerken de gerçekleşiyor.

Yeni bir sanat eserine baktığımızda beynimiz, esere daha fazla bağlı hissetmemizi sağlayacak kimyasal kokteyller üreterek; desenler, şekiller ve bize tanıdık olan her şeyi aramaya başlıyor. O eseri ‘anlamasak’ bile, beynimiz, baktığımız şeyin içinde bir anlam bulmaya ve bağlantı kurmaya çalışarak çalışmaya devam ediyor.

Sanat ve duygular

Görsel olarak uyarıcı sanat eserleri karşısında neşe, zevk, tatmin hissi, bağ kurma veya heyecandan tüylerin ürpermesi gibi deneyimler yaşamış olabilirsiniz. Müzelerde veya fuarlarda gördüğümüz görkemli sanat eserleri karşısında hayranlık duymanız veya bazen çok iddialı eserlerin karşısında korku, hüzün veya öfke gibi olumsuz duyguları da deneyimlemeniz doğaldır. Bunların gerçekleşmesi için karşımıza çıkan eserler, çok kısa bir süre içinde beynimiz tarafından işleniyor. Bilinç düzeyinde geçmiş deneyimlerin ve çağrışımların süzgecinden geçerek oluşan duygu durumumuza göre kimyasal kokteyllerimiz beynimize servis ediliyor. 

Sonucunda ise; o eserle ilgili kelimeler dökülen (Bazen dökülemeyen) zihinsel boyutta görüşlere ve duygulara sahip oluyoruz.

Beynimiz sanatçının duygularını ele geçiriyor

Bir tabloya baktığımızda, sanatçının eseriyle iletmek istediği duyguyu beynimiz devralıyor. Bir teoriye göre duyguların bu şekilde ele geçirilmesine ayna nöronlar adı verilen hücreler neden oluyor. Bu sayede sanatçının eseriyle aslında ne kastettiğini de anlayabiliyoruz. 

Bu ayna nöron etkisine örnek bir deney olarak; bir psikiyatri kurumunda yapılan bir sanat araştırmasında sanat eserlerinin hastaların ruh halini güçlü bir şekilde etkilediği gözlemleniyor. Duvarda Van Gogh ya da Jackson Pollock ‘un tehditkâr bir tablosu bulunduğunda, daha fazla anti-anksiyete ilacına ihtiyaç duyuluyor ve insanların huzursuz olduğu rapor ediliyor. Onun yerine bazı hayvanların, ağaçların, ormanların ve tepelerin bulunduğu doğa manzarası tablolarında bunun tam tersi etki görülüyor. Normalden daha az ilaç isteniyor ve pek huzursuzluk rapor edilmiyor. Siz yine doğayı tablolardan değil, gerçeğine ulaşarak deneyimleyin.

Beynimiz abartıları seviyor

Dev boyutlarda büyük kıvrımlı kadınların veya kaslı Yunan tanrılarının heykellerini düşünün. Abartı, beynimize net bir sinyal gönderiyor ve bu insanoğlu olarak hoşumuza gidiyor. Sanatta abartının biyolojik temeli buna dayanıyor. O yüzden sanat fuarların kapılarındaki en büyük sanat eserleri, en çok ilgiyi çekiyor. 

Beyniniz kırmızıya güçlü tepki veriyor

Beyniniz bir sanat eserinde kırmızı varsa daha güçlü tepki verir. Kırmızı renk, uyarım ve heyecan sağlıyor. Bu güçlü reaksiyonun nedeni yine evrimde yatmaktadır. Kırmızı renk sayesinde hangi meyvenin olgunlaştığını uzaktan görebiliyorduk. Bu bize heyecan verirdi çünkü yenilebilirdi, buna güvenebilirdik. Bu uyarıcı etki sadece sanatta değil, başta medyada, paketlenmiş gıda endüstrisinde ve hatta tıpta da kullanılır. 

Örneğin: Plasebo ilaçlar, aktif maddesi olmayan ancak rengi olan haplardır. Birisine kırmızı bir plasebo verirseniz, hasta üzerinde uyarıcı bir etkisi olur, mavi veya yeşil haplar ise hastaları sakinleştiriyor. Etken madde olmadan, sadece renkleriyle. 

Beyniniz güzel sanat eserlerine bakmayı dopominle ödüllendiriyor

Bir şeyi beğendiğimiz de veya ona ulaşmak için motivasyona ihtiyacımız olduğunda beynimiz biraz dopamin salgılar. Bu motivasyon & ödül sistemi yaşamın temel ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. Çünkü insanoğlu başlangıçta yiyecek, barınmak ve seks gibi hayatta kalmak için önemli olan ihtiyaçlarıyla fazla bağlantılıydı. Sanat ilkel bir ihtiyaç olmasa da, merkezi sinir sisteminiz güzel sanat eserlerine benzer tepkilerle cevap veriyor. Tıpkı bu moleküler bağlantıyı, günümüz dünyasında hoşumuza giden her şeyle kurabildiğimiz gibi, sanat da bunun öncü yollarından biridir. 

Umarım sanat eserlerine bakınca beynimizde neler olduğunu artık tam olarak öğrenmişizdir! Bizi heyecanlandıran ve coşku, aşk patlamaları yaratan bol bol güzel sanat eseri görmeniz dileklerime, sonsuz sevgiler! 

Bu makaleye ilham olan sevgili Narmanlı Sanat ailesine teşekkür ederim.

YouTube

Instagram

X

Tiktok

‘Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir